29 Ocak 2012 Pazar

misafir trafiği

       Küçüklükten beri çoluk çoçuk,torun torba bir arada yaşayan aileleri hep kıskanmışımdır. Nede olsa hiç bir zaman öyle bir arada yaşayabilecek olan bir ailem olmayacaktı.Kimi ekmek parasına farklı bir şehre yerleşip işini gücünü oraya kurmuş; kimide çoçuğun eğitimi deyip büyük şehirlere yolunu düşürmüş.Bizse göçebe bir yaşam tarzıyla  bir ordaaa bir burdayız işte...

        Bazılarına göre mükemmel bir fırsattı bu ne de olsa görmediğim şehir kalmamıştı bu sayede...Onlar bu yaşam tarzımı kıskanıp piyangonun bana çıktığını söyleselerde ben onların o bir arada kurdukları minicik dünyaya her zaman gıpta ile bakmıştım...Bayramların diğer günlerden bir farkının olmaması, kapıyı şeker istemek için çalan çoçuklardan başka kimsenin çalmaması ne kadar güzel olabilir ki -gerçi son zamanlarda şeker için gelen çoçukta yok yaa neyse-.Haa bayram sonrasında yapılan tüm tatlılar, alınan tüm şekerler bize kalırdı  eğer güzel bir nokta aranıyorsa çoçuk aklımla bu benim çok hosuma giderdi yapılan bütün tatlılar, alınan bütün şekerler bizimdi artık bizim : )
Doğru ya bayram gününde kim gelsin ki  doğunun kervan geçmez kuş uçmaz şehirlerine? Kolay mı öle çıkıp gelmek? Hem akıl karı da değil hani 500-800 kilometre yolu aşıpta akraba ziyareti yapmak : ( Öyle de oldu biz gidemediğimiz gibi kimsecikler de gelemezdi bayramlarda.

      Bu günlerde ise bir akraba ziyaretidir gidiyor evimizde. Gideni yolcu ederken geleni karşılıyoruz tren garından:)Kalabalık sabah kahvaltılarının, akşam çay sohbetlerinin tadını son bir haftadır doyasıya yaşadım diyebilirim..Kimi zaman eskileri anlatıp katıla katıla gülerken; kimi zamansa kahkalara gözyaşlarımız karıştı.Geçmişte onca mutlu günün arasında acılarda yok değilmiş hani.
Şu son bir haftadır  öyle kimsenin şen şahrak duruşa bakmamam gerektiğini öğrendim. Palyançonun da ağlabildiğine şahit oldum : (

   Burada yazdıklarıma son verirken  eviniz  bayram havasında misafirlerle dolup taşması dileğiyle mutlu  pazarlar sizlere: )

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder