20 Aralık 2011 Salı

Teknoloji Girişimciliği Eğitimi

Aman efendim yine bir etkinlikle karşınızdayım:)

Bilirsiniz etkinlik etkinlik gezmeyi pek severim.
Bu etkinlikleri zaman kaybı olarak gören arkadaşlarımıda şiddetle kınıyorum.
Boşa denmemiş ya ''Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.''diye.
Aynen öyle işte hem sizden büyük tecrübeli birilerinin deneyimlerini dinlemenin neresi zaman kaybı olabilir ki anlamış değilim zaten...
Bundan olsa gerek küçüklükten beri altın günlerinde annemlerin,aile toplantılarında büyüklüklerimin sohbetlerini hep pür dikkat dinlemişimdir.

Hocalarım,ailem hep ''çabuk büyüdüğümü''söylerler ben bunun sebebinide işte bu sohbetlere dayandırıyorum .Bir nusubet bin nasihattan iyidir atasözüne de kısmen inanırım.

Gelgelim etkinliğimize neler yaptık? bu etkinliği anlatmaya değer kılan neydi?

etkinlik haberini duyar duymaz bende böylesine iyi bir etkinliği kaçırmamak adına fırsat bu fırsat deyip soluğu etkinlikte aldım.

Konu teknoloji girişimciliğidi.Teknolojiyle pek aram yok ama çağın teknoloji çağı olduğunun da farkındayım. Bu yüzden de son günlerde korkutucu şekilde ilerleyen teknolojinin bir ucundan da ben tutma çabasındayım

Benim bu etkinliğe gitme sebebim teknolojiden çok girişimcilikti.

Anlatılanların üzerene benim çıkarımım:
  • girişimden para kazanma yolunun yüksek risk alabilmek,hiç gidilmemiş pazarlara gidebilmek ve var olmayan ürünü üretebilmekti.
  • Ayrıca yapacağımız girişimlerin tutukumuz olması gerektiği ancak bu sayede başarılı olunabileceğiydi.                                                                                                
Ama bunun böyle olmadığını düşünüyordum orada da bunu dile getirdim zaten.Sabahtan beri bir fırıncılık örneği almış başını gidiyordu:Ekmek hep 300 gram üretilir,talep bellidir,hep aynı sayıda üretim yapılır bu yüzden de pazarın doymuş olduğu üzerine örnekler veriliyordu.Dede mesleği olsa gerek bu durumu üzerime alındım biraz..
Hamura una dokunmanıın bana büyük bir mutluluk verdiğini anlattım onlara ve ne kadar doymuş bir pazar da olsa yapılacak çook şeyin olduğunu anlattım bu konu epeyde dikkatlerini çekti ve üzerine gitmem gerektiğin de söylediler.
Etkinlik bitminde onlar Sanayi Odası Başkanı'yla olan görüşmelerine yetişmek için acele ederken
Sayın Ufuk Batum Bey  arkasına dönüp el salladıktan sonra:''fırını aç ve bizi davet etmeyi unutma''dedi.
Kim bilir bir bakmışsınız benim yaptığım ekmekler büyük ses getirirmiş.) şimdilik bir hayal ama neden olmasın ki büyük girişimler hep küçük bir hayalle başlamamış mı??

Aaa unutmadan da Sayın Kazım Yalçınoğlu Bey'le kapının önünde konuşurken ODTÜ'de MBA'i düşünmemi ve ODTÜ'ye  gelmeden de kendisine  haber vememi istedi :))
Planlar arasına ODTÜ'de MBA'de yazıldı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder