13 Kasım 2011 Pazar

ah bu trenler

tren garları hep bana büyülü birer ortam gibi gelmiştir büyülüdürler evet çünkü dünyada hiç bir yer böylesine farklı duyguları bir anda  hissettirmemiştir insanoğluna...

kimi zaman hüzünlendirir bir köşede iki sevgiliyi,belki bir anne ve kızını yada yıllanmış aşıkları:sevdiğini bir daha ne zaman göreceğini bilemediğin bir meçhule gönderirsin...belki de hiç göremeyeceksindir bir daha kim bilir...kalplerde iyi niyetlerle  yolcu edersin sevdiğini arkasından döktüğün iki damla gözyaşı boğazda düğümlenenlerin tercümesi olur o an...
o kısacık anda  onu ne kadar sevdiğini anlatmaya çalışırsın fısıldayarak bir öpücükle onu ne kadar çok özleyeceğini söylersin.sarılması öylesine acıtır ki içini bir kaç dakika sonra ayrılacağını bilmek ne bileyim işte o an sözün tam da bittiği yerdir iştee...

ama kimi zamanlar da vardır ki  heyecandan nefesin kesilecek hale gelirsin:dakikalar öyle yavaş ilerler ki bakar durursun saatine  ama  hala ilk baktığın yerdedir yelkovan.. yerinde duramazsın bir içeri girersin bi dışarı çıkarsın ama yok sevdiğini getiren tren bir türlü gelmezz ellerin heyecandan buz kesmiştir artık  kalbinde bir ağrı hissedersin ama bu ağrının  anlatılması öyle hiçte kolay türden değildir hanii.. koskocaman bir taş vardır kalbinde ağrısını en derinden hissettiğin... dakikalar ilerledikçe bu duygular daha da artar ve  bu seferde midende kelebeklerin uçuştuğunu hissedersin ....vee tren gelirrrrrrr.... yolcu ettiğin gibi ağlayarak karşılarsın sevdiğini sımsıkı sarılarak...

ahh bu trenler sevdiğimi hep benden aldılar...

*anne ve babama itafen...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder